YAŞAM 

MASALLAR YALAN DİYE KANDIRIYORLAR BİZİ

Masal en dürüstümüzdür; çünkü en baştan yalan olduğunu söyler size” demiş uzun zaman önce birisi.

Bir varmış bir yokmuş” diye başlar çoğu masal. “Var”dan “yok”u çıkar elde var sıfır. Zaman hiçbir zaman kurulmamış; bir guguklu saatin masalın en heyecanlı yerinde “Saat başı geldi!” diye haykırdığı görülmemiştir. Akrep yelkovana, “Peşimi rahat bırak, saatte bir beni rahatsız edip durma!” dediği de görülmemiştir. Zaman her zaman, bir o kadar da hiçbir zamandır.

Masalın içindeki o minyatür insanlar, peki? Hepsi mi yalan? Siz hiç, bir üvey annenin çocuğuna kötü davrandığını gördünüz mü? Ayakkabıları kendi çocuklarının numarasına göre aldığını mesela? Ya da bir insanın diğerini zehirlemeye çalıştığını? Göremezsiniz; çünkü yalan!

Yemyeşil ormanların içinde yeşilin bin bir tonuna insanların hiç zarar vermediğini; bulutların göğün nezaketinde hep korunduğunu ve onlara asla nükleer bir şeyler enjekte edilmediğini; bir kedinin minnettarlık ile gülümseyebildiğini gördünüz mü, peki?Hayır” diyorsunuz, değil mi? Hepsi masal külliyatlarından seçme yalanlar işte!

Masallar yalan diye böyle kandırıyorlar işte bizi. Kimler mi? Hayal gücü katilleri!

Sokaklar bile masal görebilene. Bin bir ilham kaynağı. Kim derse ki “Masallar çok eskilerde mis gibi kokan anneanne çarşaflarında seriliydi” diye, gülüp geçin kendisine. Sokaklar sunar masalları. Bir kelebek göz kırpar, bir kozalak avcunuza düşer, bir karınca kendinden büyük ekmek lokmasını indirir yerin altına. Hem de gözlerinizin önünde. 

Çocuklara gelecek, asıl masallarla bırakılmaz mı zaten?

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar